You are currently viewing Alfred Adler ve Doğum Sırası Teorisi

Alfred Adler ve Doğum Sırası Teorisi

  • Post author:
  • Post category:Genel
  • Post last modified:22 Eylül 2024

Alfred Adler, Avusturyalı bir Psikiyatrist ve Psikanalisttir. 20. yüzyılın başlarında Sigmund Freud’un Viyana Psikanaliz Cemiyeti’ne katılmış ve Freud’un öğrencisi olarak tanınmıştır. Ancak zamanla kendi teorilerini geliştirip Psikanalizden ayrılarak Bireysel Psikoloji adı altında yeni bir yaklaşım oluşturmuştur.

Adler’in bireysel psikolojisi; kişiliğin, bütünsel bir yaklaşımını benimser. Ona göre bireylerin davranışları; bireyin içsel motivasyonları, hedefleri ve sosyal bağlamlarıyla ilişkilidir. Kişiliğin gelişiminde ailenin, sosyal çevrenin ve bireyin yaşadığı deneyimlerin önemli olduğunu da belirtir.

En tanınmış teorilerinden biri, doğum sırasının kişilik gelişimini etkilediğini öne sürdüğü “Doğum Sırası Teorisi”dir. Adler’e göre, bir kişinin doğum sırası, ailenin içindeki yerini belirler ve bu da kişilik özelliklerini etkiler.

 İlk Doğan Çocuk

Genellikle daha fazla dikkat ve ilgi görürler ve bu nedenle daha özgüvenli ve liderlik özelliklerine sahip olma eğilimindedirler. İlk çocuklar, ailedeki beklentileri karşılamak için sorumluluk sahibi oldukları rolleri üstlenirler.

Diğer yandan; ilk doğan çocuk yoğun ilgi görürken sonradan gelen kardeşlerle birlikte, bu ilginin azaldığını fark eder ve kendini kötü hisseder. Adler bu durumda ilk çocuğu “tahtan indirilmiş kral” olarak nitelendirir.  Ebeveynlerinin tüm ilgisini artık kardeşleri ile paylaşmak zorundadır. Bu nedenle ebeveynin çocuklara olan davranışları uç noktalarda farklılaşır ise ilk çocukta değersizlik hissi meydana gelerek kişiliğini olumsuz yönde etkileyebilir.

 

Ortanca Çocuk

Artık ebeveynler çocuk yetiştirme konusunda deneyim kazandıkları için ilk doğan çocuğa oranla ortanca çocuklar gelişimini daha güzel tamamlar. Ailenin dengeleyici unsurudur ve uyumlu ilişkiler geliştirmeye yeteneklidirler. Sonradan doğdukları için daha rekabetçi olma özelliğine de sahiptirler.

 

Son Doğan Çocuk

Aile belli bir monotonluğa sahip olduğu için son gelen çocuk eve bir neşe gibi gelecektir. Tüm ayrıcalıklar ona sağlandığından sorumluluk ve empati duygusundan yoksun olarak büyürler. Çünkü her şeyi çabasız elde etmişlerdir. İlgi odağı olmaya alışkındırlar. Bu nedenle sosyal çevreleri geniş ve dışa dönük yapıda olabilmektedir. Bunların yanı sıra olumsuz olarak şımarık ve bencil yapıdadırlar.

 

Adler’in doğum sırası teorisi, psikoloji literatüründe tartışmalı bir konudur. Bazı araştırmacılar, doğum sırasının kişilik gelişimindeki rolünün diğer faktörlerle ilişkili olduğunu öne sürerken, diğerleri Adler’in teorisini desteklerler.

Doğum sırası teorisi, aile dinamiklerini ve bireysel deneyimleri anlamada önemli bir çerçeve sunar. Bu teori, insanların kişiliklerini daha derinlemesine değerlendirmemize ve aile içi ilişkilerin karmaşıklığını anlamamıza yardımcı olabilir.

Kaynakça

Çakır, K., & Şen, E. (2012). Psikolojik doğum sırasına göre adil dünya inancı. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(32), 57-69.

Leva Psikoloji